Abella ile Payton odanın dar köşesinde, kıpkırmızı yanakları ve terden ıslanmış tenleriyle birbirine yapışmıştı. Abella’nın iri göğüsleri hafifçe sarkarken, Payton’un tombul amcığı ve dolgun kalçası göz kırpıyordu. İkisi de sapıtacak kadar aç, amcıklarını şiddetle arıyorlardı. Payton, Abella’nın sert yaramaz yaraklarını avuçlarına alıp yere doğru itelerken, parmaklarını derinlere sokup onu deli gibi inletiyordu. Abella yüksek sesle inliyordu; küçük ama tırmalayan o amcık dalgası içinde kaybolmuştu resmen.
Payton’un kalçası ritmik bir şekilde kalkıp inerken, altında sürtünmenin verdiği sıcaklık ve sıkışıklık ikisini de çıldırtıyordu. Kalın parmağıyla Abella’nın sıvı dolu deliğine vurdukça, içinden fışkıran o sıcak sıvıyı kontrol edemiyordu Payton. Her hareketinde abartılı bir sıçrama oluyor; o deliğin içi boşalıyor, alttan üstten ısırıyorlardı birbirlerini. Payton’un kocaman baldırlarına yaslanan Abella, sertçe dayayıp orada durmuyordu; azgınca yer değiştirip daha fazla bastırıyor, büyük amını paylaşıyorlardı.
Oyuncaklar masanın üzerinde unutulmuş gibiydi ama her an kullanmaya hazırdı bu kahpe folloşlar. Daldıkları sikişte onları unutan üçkağıtçı ruhlarından sıyrılan Payton, elindeki vibratörü aniden çıkartıp Abella’nın esnek amcığını deldi. Sanki orada başka hiçbir şey yokmuş gibi titreyerek oyuncağın ucunu emiyor, nefesini tutuyordu. Abella’nın kıvrak kalçasıyla oyuncağın hızı artarken, ortalık tam anlamıyla cehenneme dönmüştü.
En sonunda ikisi de iyice sabırsızlaşınca yerde devrilmişlerdi; göbek göğe verip birbirlerine kaba saba dayamaya başladı adamlar gibi. Parçalanan sınırlar arasında sıra dışı bir bağlılık vardı. Abella dudaklarından köpükler çıkarırken Payton ayakta duramaz haldeydi, kalçasını büküp dakikalarca o sıcak sıvısını dışarı püskürttü gürültülü şekilde. O anın tamamında elleri vücudun her yerine yapışmıştı; tavanda yankılanan çığlıklar ve çıtırtılarla birlikte bu kabalıkta cennet yaratılıyor gibiydi.
